CHP Genel Başkanı Özgür Özel şunları tabir ediyor:
Beyaz, mavi, gri yakalı işçiler, market işçileri, apartman vazifelileri, paklık çalışanları, AVM’lerde çalışan tezgahtarlar, kasiyerler, güvenlik vazifelisi kardeşlerim hepiniz güzel geldiniz.
Günü siftahsız kapayan esnaflarımız, gün uzunluğu iş arayıp meskene boynu bükük dönen gençlerimiz, adalet arayanlar, eşitlik talep edenler, insanca bir ömür isteyenler, meskeninizde oturup üzülmek, şikayet etmek yerine birleşip sesinizi duyurmak için buraya geldiniz. Güzel geldiniz, güzel geldiniz, güzel geldiniz.
Bugün ülkeyi yöneten iktidar, sizlerin yaşadığı zorlukları yarattı. Fakat sizlerle ilgilenmiyor. Sesinizi duymuyor. Sorunları biliyor, bilmezden geliyor ve kaygılarınıza ne deva arıyor, ne deva üretiyor. Bunun için hiç kuşku yok ki bir ses yükseltmek lazımdı. Bunun için hepimiz sesimizi yükseltmeye, çabayı yükseltmeye hazırdık. İşte bu türlü bir atmosferde Yurttaş taban fiyat ilanından sonra yağmur üzere tüm Türkiye’den iştiraklerle bir sel oldular ve bu meydanı doldurdular. Ben Yurttaş birlikteliğine bu alana katkı sağlayan konfederasyonlara, sendikalara, derneklere, vakıflara, bugün burada kim varsa onların temsilcilerine ve onlara güç vermeye, bu meydandan güç almaya gelen her birinize yürekten teşekkür ediyorum.
Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni 1920’de kurmuş partinin genel başkanı olarak, hiç şüphe yok ki Meclisi çok önemsiyorum. Tüm milletvekillerimiz, tüm partimiz çok önemsiyor. Biz Meclis tabanında sizin, emeklilerin, işçilerin, esnafların, çiftçilerin, emeklilikte yaşa takılanların, vergide adalet diye isyan edenlerin, sesini duyurmak isteyen herkesin sesini o Meclise taşıyoruz. Konuşuyoruz, anlatıyoruz. Lakin gördük ki o Mecliste söylenenlere karşın birileri bildiğini okumaya devam ediyor. O Meclis ki gücünü halktan alır. O Meclis ki gücünü milletten alır. O vakit yetkinin gerçek sahibine gitmenin, millete gitmenin vaktidir.
Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde taban fiyat ilanından sonraki oturuma katılmadık. Dedik ki, “Madem beklentide karşılık yok, o vakit biz de burada yokuz.” Ancak bir diğer meclise geldik. Bugün burası gerçek bir meclistir. Güçlü demokrasilerde millet vekaletini siyasetçilere verip 5 yıl boyunca bir kenara çekilmez. Kendisiyle ilgili her bahiste kelam sahibi olmak ister, politikleri takip eder, tenkit eder, uyarır, gerekirse yetkiyi geri alır.
Eğer iktidar milyonlarca insanın sesini duymamakta inat ediyorsa, oy alırken yılda dört defa ayarlama yaparız dediği taban ücretliyi bir yıl boyunca bir kuruş vermeden yoksulluğa mahkum ediyorsa, dünyanın en fedakar insanları olan, bu millet için, bu devlet için göz parıltısı akıtmış, dirsek çürütmüş emeklilerini sefalete mahkum ediyorsa, esnafı duymuyor, çiftçinin problemlerini görmüyorsa, o vakit gerçek meclis burasıdır, meydanlardır, sizlerle birlikte olmaktır.
Tayyip Bey birazdan bir salonda, bir salonda kürsüye çıkacak. Kendi atadıklarına, vilayet liderine, ilçe liderlerine, kendi mahalle delegelerine, kendi üyelerine kendini alkışlatacak. Buradan bir kere daha sesleniyorum. Tayyip Bey, Sayın Erdoğan, salon siyasetçisi olma, meydanlardan korkma, çık dışarıya, gel buraya! Erdoğan, salonda kendini alkışlatan Erdoğan….
Ayrıntılar geliyor…